DLH, Batı ve Doğu Karadeniz’de tüm kasabalara hatta bazı kıyı köylerine, gelen talepler doğrultusunda balıkçı barınakları inşa etmiştir. Bir kısmının inşaatı da halen devam etmektedir. Özellikle Batı Karadeniz’dekilerin çoğu, denizin getirdiği kumla veya derelerin getirdiği depozitle dolmakta, hatta bazıları her yıl taranmasına rağmen kullanılamamaktadır. Karşı konulamaz politik talepler ve hatalı mühendislik uygulamaları ile ülke kaynakları boşa harcanırken hem doğal kıyı çizgisi bozulmuş, hem de işe yaramaz yatırımlar yapılmıştır. İlimiz sınırları içinde de karadan ulaşımı bile olmayan Ayancık Stefan’da, Çaylıoğlu Barınağı -Sığınma Yeri- gibi yatırımlar mevcuttur.
Avrupa’nın ve Akdeniz’in birçok büyük limanı ve yatlar için yapılan marinalar genellikle akarsu ağızlarındadır. Elbette bu akarsuların rejimleri oldukça düzgündür. Akarsu ağızlarında yatırım maliyeti daha ucuz, doğal kıyı çizgisini bozmayan, hem de birçok kasaba ve köy akarsu kenarında kurulu olduğu için yerleşim ile iç içe yaşayan marinalar, barınaklar oluşturulabilir. Batı Karadeniz’deki Bartın, ülkemizin tek nehir limanıdır. Yine, Riva Deresi ve Sakarya Nehri’nin denize döküldüğü Karasu, küçük tonilatolu tekneler için doğal akarsu ağzı barınaklarıdır.
Sinop’ta Akliman, doğal bir liman olmakla beraber, sert poyraz denizlerinde oluşan solurgan, burada barınan tekneleri rahatsız etmektedir. 1995-1996 yıllarında, DLH II.Bölge’nin tarama gemilerince, Akliman Balıkçılık Kooperatifi’nin talebi ve Sinop Belediyesi’nin desteği ile Akliman’daki derelerin getirdiği çamur ve oluşan bataklık alan temizlenmiştir. Balıkçılar korunaklı bir barınağa, yatçılar da Ege ve Akdeniz’ deki gibi teknelerini ağaçlara bağlayabilecekleri bir doğal limana kavuşmuşlardır. Yine Ayancık yolunun 45. kilometresindeki Gebelit Köyü’ndeki derenin ağzı DSİ tarafından taranmış, küçük balıkçılar için bir “dere ağzı barınağı” oluşturulmuştur. Bunun gibi, Sinop’un batısından doğuya doğru sıralayacak olursak: Ayancık Çayı’nın yatağı, Gebelit Deresi’nin ağzı, Sarıkum Lagünü’nün deniz bağlantısı, Akliman’da Aksaz Sulak Alanı’nın deniz bağlantısı, Karasu Çayı’nın ağzı, İç Liman’da Ortaköy Deresi’nin, Demirciköy Deresi’nin, Roma Köprüsü’nün, Kabalı Çayı’nın ağzı, Gerze yakınlarındaki Sarmısak Çayı’nın ağzı ve Kanlıçay’ın ağzı taranıp derinleştirilerek hem balıkçılar, hem de yatçılar için doğal koylar, barınaklar elde edilebilir. Böylece ilerde yat turizminin gelişmesine yönelik çekim alanları ve yat turizminin altyapısı oluşturulabilir.
Tüm bu yatırımlar, deniz içine mendirek gibi pahalı mühendislik yapıları yapılmadan, doğal koşullar değerlendirilerek, iyi bir planlamayla, mevcut DLH imkanları kullanılarak, yalnızca tarama gemilerinin akaryakıt gereksinimleri yöresel otorite tarafından karşılanmak koşuluyla gerçekleştirilebilir.